Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez Madencilerle Bir Araya Geldi

GÜNCEL (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 04.12.2019 - 16:12, Güncelleme: 04.12.2019 - 16:17 1690+ kez okundu.
 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez Madencilerle Bir Araya Geldi

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü kapsamında 81 ilden gelen madencilerle bakanlıkta görüştü.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü kapsamında 81 ilden gelen madencilerle bakanlıkta görüştü.   Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nda gerçekleşen kabulde konuşma  yapan Bakan Dönmez, “İşçi ve emekçilerimizin daha iyi hayat  standartlarına sahip olmaları ve emeklerinin karşılığını tam olarak  almaları için çalışma hayatını adil ve hakkaniyetli paylaşım üzerine  tesis etmeye çalışıyoruz. Sizlerin emeklerinizi emanet bilip korumak  için her türlü sorumluluğu üzerimize almaktan çekinmeyeceğiz. Sizlerin  en yüksek güvenlik standartlarında çalışmanız için gerekli tüm  ehemmiyeti gösteriyoruz. Aldığımız güvenlik tedbirleriyle maden  kazalarında son iki yılda yüzde 58’lik bir düşüş sağladık. 2019 yılı  içerisinde toplam bugüne kadar 7 bin 960 denetim gerçekleştirdik. Yıl  sonu itibariyle bu rakam daha da artacaktır. Bu denetimler harici  anlık ve habersiz denetim sayılarımızı artırdık. Denetimlerimizin  amacı, çalışma ortamının daha da iyileştirilmesi ve daha güvenli bir  ortamda madencilik faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi. Amacımız, maden  sektörümüze rehberlik, danışmanlık yapmak, onlara doğruyu göstermek. Güvenli madencilik bizim için olmazsa olmaz. Bizlerin üzerinde sadece  sizlerin değil, ailelerinizin ve sevdiklerinizin de hakkı vardır. Madende çalışırken iş kazası neticesinde şehit düşen işçilerimizin  geride bıraktığı yakınlarına destek olmak acılarına bir nebze olsun  dindirmek için gerekli yasal düzenlemeleri de hayata geçirdik. Eş ve  çocuklarının kamuda istihdamı için gereken yasal düzenlemeler  gerçekleşti” ifadelerini kullandı.   “Son yıllarda ne yazık ki madencilik ve çevre konuları çeşitli  spekülasyonlar, olumsuz algı oluşturmaya yönelik kasıtlı içeriklerle  birbirine zıtmış gibi gösterilmeye çalışılıyor” diyen Dönmez,  “Madencilik faaliyetlerinin öncesinde, esnasında ve sonrasında gerekli  tüm önlemleri alarak doğanın ve doğal yaşamın korunması için büyük bir  titizlik gösteriyoruz. Doğada bizim madenlerde bizim. Bu konuyla  ilgili yasada amir olan hükümler belli. Nerede madencilik faaliyeti  yapılacağı nerede yapılmayacağı belli. Madencilik faaliyetleri  esnasında uygulanacak usul ve esaslar da belli. İşletme ruhsatının  bitmesinin ardından sahaların nasıl rehabilite edilerek eski haline  getirileceği de mevzuatlarımızda düzenlenmiş. Ancak biz de bilgi  sahibi olmadan fikir sahibi olmak yaygın. Bu tür içeriklerin amacı  kamuoyu nezdinde özellikle madencilik faaliyetlerinin ve madenci  kardeşlerimizin emeklerinin değersizleştirilmesi olarak görüyoruz. 140  bin civarında bu sektörde çalışan kardeşimiz var. Hak, hukuk ve  emekten bahseden bazı oluşumların kendi varlık sebeplerini istismar  ederek böyle bir işe girişmelerini iyi niyetle bağdaşmadığını  düşünüyoruz. Biz maden veya çevre demiyoruz ne madenlerimizden ne de  çevreden vazgeçeriz diyoruz. Çevreci bir madencilik bizim temel  kıstaslarımızdan birisi. Bugün maden ithalatına yaklaşık 25 milyar  dolar para ödüyoruz. Madenler üretilmezse bu işten kimler kazançlı  çıkacak. Refah düzeyi yüksek ülkelere baktığımızda madencilik  ekonomilerinin yaklaşık yüzde 7’lik dilimine denk geliyor, biz de ise  bu oran yüzde bir. Madencilik konularını bilimselliği olmayan  tartışmalara çekmek yanlış bilgi ve senaryolarla toplumsal algı  oluşturmaya çalışmak ulusal madenciliğimize zarar verecek,  madencilikte dışa bağımlılığımızı artıracak ve kendi kaynaklarımızı  işletemeyecek duruma getirmek” açıklamasını yaptı.   Dönmez, sosyal medyada bir takım sitemlerin geldiğine dikkat  çekerek, “Talepler ve beklentiler birbiriyle uyuşmadığı için bir  taraftan iş arayanlar bir taraftan eleman arayanlar var. Önümüzdeki  dönemde madencilik sektörü hem yüksek teknik düzeyde, hem de işçi  düzeyinde Türkiye’de yıldızı parlayacak iş kollarından biri olarak  görüyorum” diye konuştu.   Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın termik santrallere filtre  takılmasını erteleyen yasayı veto etmesi ve bununla birlikte toplam 13  termik santralden şartları sağlayamayan 10 santralin kapanmasının  mümkün olup olmayacağı ile ilgili bir soruyu yanıtlayan Dönmez, “Bu kapsamda 13 tane termik santral var. Bunlardan 3 tanesinde bir  sorun gözükmüyor. Diğerlerinde de hepsi eşit seviyede değil. Bir kısmı  yatırımlarına başladı ve dönüşümlerini yapıyorlar. Bir kısmı henüz  başlayamamıştı. Hepsini aynı şekilde değerlendirmek doğru değil. Çevre  ve Şehircilik Bakanlığı ve tesis sahipleriyle arkadaşlarımız  görüşüyor. Süratle bu eksikliklerini çevre uyumu açısından  tamamlanmasını arzu ediyoruz. İşin bir başka boyutu da enerji arz güvenliği ile ilgili. Ülkemizde bir şekilde bu santrallerden çalışamayacak olanlar olursa  onların yerine çalışabilecek kurulu güçlerimiz var. Özellikle doğalgaz  santrallerimiz bu açıdan kapasitesi yüksek. Ülkemizde bu süreçte  enerji arz güvenliği açısından bir sıkıntı yönetmeden de yürütmüş  olacağız. Çevreyi koruma kollama dengesi içerisinde bu çalışmalarımızı  sürdüreceğiz. Yıl sonuna kadar hangi santraller hazır hangileri değil  bunlar netleşmiş olacak.”dedi.   Ek bir süre tanınıp tanınmayacağına yönelik ise Dönmez, “Çevre  mevzuatında bu işe ilişkin standart düzenlemeler varsa süreler neyse  bu kapsamda değerlendirilecek. Bacası olmayan ve çalışamaz durumda  olanlar yılbaşı itibariyle işletilemez hale gelecek. Bazılarının ise  bacaları var onların rehabilitasyona ihtiyacı var. Yeni standartlara  göre yeni emisyon değerlerine göre bir uyum sürecine ihtiyacı var. Bunların hepsi çevre bakanlığı ile birlikte değerlendirilecek. Bu  kapsamda bizim için kritik konu bir arz güvenliği sorunu sıkıntısı  ülkeye yaşatmamak. Daha önceden aldığımız tedbirler doğrultusunda bu  konuda herhangi bir sıkıntı yaşatmadan bu süreci yönetmiş olacağız. 10  santralin durumu bugünlerde netleşecek. Sayı vermek doğru olmaz daha  sonra kamuoyu ile paylaşacağız” açıklamasında bulundu.   Libya ile imzalanan deniz yetki alanlarının sınırlandırılması  anlaşmasına değinen Dönmez, “Doğu Akdeniz’de sismik araştırma  gemilerimiz ve sondaj gemilerimizle oradaki hidrokarbon varlığının  varsa aranması ve üretilmesi bulunmasına yönelik çalışmalarımızı  yapıyoruz. İki tane sismik iki tane sondaj gemimiz var. Bugüne kadar 4  sondaj yapıldı 5’inci sondaj devam ediyordu. Şu andaki sondajımız Ada’nın biraz daha güneyinde. Libya ile yapılan anlaşma, bu anlaşmayla Doğu Akdeniz’de bizi denklemin ve oyunun dışında tutmaya dönük  çalışmaları engellemiş olduk. Hem Libya’yı hem de Türkiye’yi bu oyunun  dışında tutma niyetleri vardı. Uluslararası deniz hukukuna göre de bu  anlaşma doğru bir anlaşmadır. Bu anlaşma kapsamında bize tanınan yetik  alanlarında diğer bölgelerde olduğu gibi ruhsat vereceğimiz  kuruluşlarımız petrol ve doğalgaz araması ve üretimine ilişkin  çalışmalarına başlayacaklar. Öncelikle her iki ülkenin  parlamentolarında bu anlaşmanın onaylanması gerekiyor. O süreç  tamamlandıktan sonra da ruhsatlandırma çalışmaları yapılacak. Doğu Akdeniz’de dün ne dediysek hem kendi haklarımızı hem de KKTC’de  yaşayan soydaşlarımızın haklarını sonuna kadar arayacağımızı  koruyacağımızı söylemiştik. Bu kararlılığımız devam ediyor” şeklinde  konuştu.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü kapsamında 81 ilden gelen madencilerle bakanlıkta görüştü.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü kapsamında 81 ilden gelen madencilerle bakanlıkta görüştü.

 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nda gerçekleşen kabulde konuşma  yapan Bakan Dönmez, “İşçi ve emekçilerimizin daha iyi hayat  standartlarına sahip olmaları ve emeklerinin karşılığını tam olarak  almaları için çalışma hayatını adil ve hakkaniyetli paylaşım üzerine  tesis etmeye çalışıyoruz. Sizlerin emeklerinizi emanet bilip korumak  için her türlü sorumluluğu üzerimize almaktan çekinmeyeceğiz. Sizlerin  en yüksek güvenlik standartlarında çalışmanız için gerekli tüm  ehemmiyeti gösteriyoruz. Aldığımız güvenlik tedbirleriyle maden  kazalarında son iki yılda yüzde 58’lik bir düşüş sağladık. 2019 yılı  içerisinde toplam bugüne kadar 7 bin 960 denetim gerçekleştirdik. Yıl  sonu itibariyle bu rakam daha da artacaktır. Bu denetimler harici  anlık ve habersiz denetim sayılarımızı artırdık. Denetimlerimizin  amacı, çalışma ortamının daha da iyileştirilmesi ve daha güvenli bir  ortamda madencilik faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi. Amacımız, maden  sektörümüze rehberlik, danışmanlık yapmak, onlara doğruyu göstermek. Güvenli madencilik bizim için olmazsa olmaz. Bizlerin üzerinde sadece  sizlerin değil, ailelerinizin ve sevdiklerinizin de hakkı vardır. Madende çalışırken iş kazası neticesinde şehit düşen işçilerimizin  geride bıraktığı yakınlarına destek olmak acılarına bir nebze olsun  dindirmek için gerekli yasal düzenlemeleri de hayata geçirdik. Eş ve  çocuklarının kamuda istihdamı için gereken yasal düzenlemeler  gerçekleşti” ifadelerini kullandı.

 

“Son yıllarda ne yazık ki madencilik ve çevre konuları çeşitli  spekülasyonlar, olumsuz algı oluşturmaya yönelik kasıtlı içeriklerle  birbirine zıtmış gibi gösterilmeye çalışılıyor” diyen Dönmez,  “Madencilik faaliyetlerinin öncesinde, esnasında ve sonrasında gerekli  tüm önlemleri alarak doğanın ve doğal yaşamın korunması için büyük bir  titizlik gösteriyoruz. Doğada bizim madenlerde bizim. Bu konuyla  ilgili yasada amir olan hükümler belli. Nerede madencilik faaliyeti  yapılacağı nerede yapılmayacağı belli. Madencilik faaliyetleri  esnasında uygulanacak usul ve esaslar da belli. İşletme ruhsatının  bitmesinin ardından sahaların nasıl rehabilite edilerek eski haline  getirileceği de mevzuatlarımızda düzenlenmiş. Ancak biz de bilgi  sahibi olmadan fikir sahibi olmak yaygın. Bu tür içeriklerin amacı  kamuoyu nezdinde özellikle madencilik faaliyetlerinin ve madenci  kardeşlerimizin emeklerinin değersizleştirilmesi olarak görüyoruz. 140  bin civarında bu sektörde çalışan kardeşimiz var. Hak, hukuk ve  emekten bahseden bazı oluşumların kendi varlık sebeplerini istismar  ederek böyle bir işe girişmelerini iyi niyetle bağdaşmadığını  düşünüyoruz. Biz maden veya çevre demiyoruz ne madenlerimizden ne de  çevreden vazgeçeriz diyoruz. Çevreci bir madencilik bizim temel  kıstaslarımızdan birisi. Bugün maden ithalatına yaklaşık 25 milyar  dolar para ödüyoruz. Madenler üretilmezse bu işten kimler kazançlı  çıkacak. Refah düzeyi yüksek ülkelere baktığımızda madencilik  ekonomilerinin yaklaşık yüzde 7’lik dilimine denk geliyor, biz de ise  bu oran yüzde bir. Madencilik konularını bilimselliği olmayan  tartışmalara çekmek yanlış bilgi ve senaryolarla toplumsal algı  oluşturmaya çalışmak ulusal madenciliğimize zarar verecek,  madencilikte dışa bağımlılığımızı artıracak ve kendi kaynaklarımızı  işletemeyecek duruma getirmek” açıklamasını yaptı.

 

Dönmez, sosyal medyada bir takım sitemlerin geldiğine dikkat  çekerek, “Talepler ve beklentiler birbiriyle uyuşmadığı için bir  taraftan iş arayanlar bir taraftan eleman arayanlar var. Önümüzdeki  dönemde madencilik sektörü hem yüksek teknik düzeyde, hem de işçi  düzeyinde Türkiye’de yıldızı parlayacak iş kollarından biri olarak  görüyorum” diye konuştu.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın termik santrallere filtre  takılmasını erteleyen yasayı veto etmesi ve bununla birlikte toplam 13  termik santralden şartları sağlayamayan 10 santralin kapanmasının  mümkün olup olmayacağı ile ilgili bir soruyu yanıtlayan Dönmez, “Bu kapsamda 13 tane termik santral var. Bunlardan 3 tanesinde bir  sorun gözükmüyor. Diğerlerinde de hepsi eşit seviyede değil. Bir kısmı  yatırımlarına başladı ve dönüşümlerini yapıyorlar. Bir kısmı henüz  başlayamamıştı. Hepsini aynı şekilde değerlendirmek doğru değil. Çevre  ve Şehircilik Bakanlığı ve tesis sahipleriyle arkadaşlarımız  görüşüyor. Süratle bu eksikliklerini çevre uyumu açısından  tamamlanmasını arzu ediyoruz. İşin bir başka boyutu da enerji arz güvenliği ile ilgili. Ülkemizde bir şekilde bu santrallerden çalışamayacak olanlar olursa  onların yerine çalışabilecek kurulu güçlerimiz var. Özellikle doğalgaz  santrallerimiz bu açıdan kapasitesi yüksek. Ülkemizde bu süreçte  enerji arz güvenliği açısından bir sıkıntı yönetmeden de yürütmüş  olacağız. Çevreyi koruma kollama dengesi içerisinde bu çalışmalarımızı  sürdüreceğiz. Yıl sonuna kadar hangi santraller hazır hangileri değil  bunlar netleşmiş olacak.”dedi.

 

Ek bir süre tanınıp tanınmayacağına yönelik ise Dönmez, “Çevre  mevzuatında bu işe ilişkin standart düzenlemeler varsa süreler neyse  bu kapsamda değerlendirilecek. Bacası olmayan ve çalışamaz durumda  olanlar yılbaşı itibariyle işletilemez hale gelecek. Bazılarının ise  bacaları var onların rehabilitasyona ihtiyacı var. Yeni standartlara  göre yeni emisyon değerlerine göre bir uyum sürecine ihtiyacı var. Bunların hepsi çevre bakanlığı ile birlikte değerlendirilecek. Bu  kapsamda bizim için kritik konu bir arz güvenliği sorunu sıkıntısı  ülkeye yaşatmamak. Daha önceden aldığımız tedbirler doğrultusunda bu  konuda herhangi bir sıkıntı yaşatmadan bu süreci yönetmiş olacağız. 10  santralin durumu bugünlerde netleşecek. Sayı vermek doğru olmaz daha  sonra kamuoyu ile paylaşacağız” açıklamasında bulundu.

 

Libya ile imzalanan deniz yetki alanlarının sınırlandırılması  anlaşmasına değinen Dönmez, “Doğu Akdeniz’de sismik araştırma  gemilerimiz ve sondaj gemilerimizle oradaki hidrokarbon varlığının  varsa aranması ve üretilmesi bulunmasına yönelik çalışmalarımızı  yapıyoruz. İki tane sismik iki tane sondaj gemimiz var. Bugüne kadar 4  sondaj yapıldı 5’inci sondaj devam ediyordu. Şu andaki sondajımız Ada’nın biraz daha güneyinde. Libya ile yapılan anlaşma, bu anlaşmayla Doğu Akdeniz’de bizi denklemin ve oyunun dışında tutmaya dönük  çalışmaları engellemiş olduk. Hem Libya’yı hem de Türkiye’yi bu oyunun  dışında tutma niyetleri vardı. Uluslararası deniz hukukuna göre de bu  anlaşma doğru bir anlaşmadır. Bu anlaşma kapsamında bize tanınan yetik  alanlarında diğer bölgelerde olduğu gibi ruhsat vereceğimiz  kuruluşlarımız petrol ve doğalgaz araması ve üretimine ilişkin  çalışmalarına başlayacaklar. Öncelikle her iki ülkenin  parlamentolarında bu anlaşmanın onaylanması gerekiyor. O süreç  tamamlandıktan sonra da ruhsatlandırma çalışmaları yapılacak. Doğu Akdeniz’de dün ne dediysek hem kendi haklarımızı hem de KKTC’de  yaşayan soydaşlarımızın haklarını sonuna kadar arayacağımızı  koruyacağımızı söylemiştik. Bu kararlılığımız devam ediyor” şeklinde  konuştu.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazeteenerji.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler