Raporda yer alan bilgilere göre; Avrupa’da yıl boyunca 16,4 GW yeni rüzgar kapasitesi eklenmiş, bunun yüzde 84’ü (13,8 GW) karasal rüzgar, yüzde 16’sı (2,6 GW) ise deniz üstü rüzgarı oldu. Avrupa’nın toplam rüzgar enerjisi kapasitesi de 285 GW’a ulaştı.
2024 Yılında Ülkemizde Üretilen Elektriğin Yüzde 11,34’ü Rüzgar Enerjisinden Sağland
TÜREB Başkanı Dr. İbrahim Erden: “Türkiye’nin yenilenebilir enerji geleceğini şekillendirmek için büyük bir hedef belirledik: yılda 5 GW, 2035’te 120.000 MW’ta 48.000 MW rüzgar gücü kapasitesine ulaşmak. Bu vizyon doğrultusunda, sürdürülebilir enerji yatırımlarını artıracak, yenilikçi teknolojileri destekleyecek ve sektörümüzü daha da ileriye taşıyacağız. T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından 2035 yılı hedefi doğrultusunda atılacak adımlar, sektörde büyük bir dönüşümü de beraberinde getirecektir. 2024 yılı özellikle depolamalı RES projeleri açısından da hareketli bir yıl oldu. Önceki yıllarda tahsis edilen 19.000 MW’a yakın depolamalı RES projesi ile toplam RES proje stoğumuz 24.000 MW’ın üzerine çıktı. Kurulu güç açısından bölgesel dağılıma baktığımızda, Türkiye’de en yüksek rüzgar enerjisi kapasitesi 6.000 MW’ın üzerinde olmak üzere Marmara Bölgesi'nde yer alırken, Ege Bölgesi ise 4.000 MW’ı aşan kapasitesiyle ikinci sırada geliyor. En yüksek kurulu güce sahip şehirler sırasıyla; İzmir, Balıkesir, Çanakkale, İstanbul ve Manisa oldu. Depolamalı projelerin ülke genelinde dağılımına baktığımızda da en yüksek kurulu güce sahip şehirler; Tekirdağ, Kırklareli, Edirne, Antalya ve Eskişehir olarak belirlendi” dedi.
Süper İzin Kanunu dışında pek çok mevzuat düzenlemesinin de 2024 yılı boyunca takip edildiğini dile getiren Erden; “Yenilenebilir projelerden yapı denetimin kaldırılması, orman izinlerinin sayısının azaltılması, TEA konusunda yeni bir protokol imzası ile süreçlerin hızlanması gibi olumlu adımları 2024 yılı boyunca takip ettik. Ümit ediyoruz ki kanunun da 2025 yılında yürürlüğe girmesi sonrası izin süreçlerinin de hızlı bir şekilde tamamlanabileceği depolamalı projeler, gelecekte yenilenebilir enerji entegrasyonunun daha verimli hale gelmesine büyük katkı sağlayacaktır. Bu kanun ve ilgili düzenlemeler, Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedeflerine ulaşması açısından kritik bir dönüm noktası olabilir” açıklamasında bulundu.