İran, günümüzde de küresel enerji kaynakları açısından son derece stratejik bir konumda bulunuyor. 2024 sonu itibarıyla BP Dünya Enerji İstatistik Görünümü Raporu’na göre; İran, yaklaşık 155 milyar varil kanıtlanmış petrol rezerviyle dünyada 4. sırada, 33 trilyon metreküp doğalgaz rezerviyle ise 2. sırada yer almaktadır. Bu kaynakların uluslararası piyasalara taşınmasında ise tek ve en hayati güzergâh, Hürmüz Boğazıdır.

Hürmüz Boğazı'nın Jeopolitik Önemi

Umman Körfezi ile Basra Körfezi’ni birbirine bağlayan Hürmüz Boğazı, dünyanın en dar ve en yoğun enerji geçiş noktalarından biridir. Boğazın kuzey kıyısı İran'a, güney kıyısı ise Umman'a ait. İran, Irak, Kuveyt, Bahreyn, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi enerji ihracatçısı ülkeler, petrol ve doğalgazlarını uluslararası pazarlara ulaştırmak için büyük ölçüde Hürmüz Boğazı'na bağımlı.

2025 itibarıyla, dünya petrol arzının yaklaşık %18-20’si, LNG ihracatının ise dörtte biri hâlâ Hürmüz Boğazı’ndan geçmektedir. Günlük yaklaşık 18-20 milyon varil ham petrol bu boğazdan taşınırken, Katar gibi LNG ihracatında lider ülkeler için de geçişin sürekliliği hayati önem taşımaktadır.

ABD-İran-İsrail Geriliminin Tırmanması

2025 yılı, İran’ın nükleer faaliyetlerine karşı İsrail ve ABD’nin sert askeri müdahaleleriyle şekillendi. Haziran 2025’te İsrail, İran’ın Natanz ve Fordow nükleer tesislerine yönelik geniş çaplı hava saldırıları gerçekleştirdi. Ardından İran, 150 balistik füze ve 100’den fazla İHA ile İsrail’e misillemede bulundu. Bu saldırıların ardından ABD de devreye girerek İran’daki askeri ve nükleer altyapılara yönelik “önleyici vuruşlar” gerçekleştirdi.

İran bu saldırılara yanıt olarak, bölgedeki ABD üslerine füze saldırıları düzenledi. Özellikle Katar’daki Al-Udeid Hava Üssü hedef alındı ancak saldırılar hava savunma sistemleriyle bertaraf edildi. Bu süreçte ABD ve Körfez ülkeleri alarma geçerken, bölge hava sahaları kısa süreliğine sivil uçuşlara kapatıldı.

Hürmüz Boğazı'nın Kapatılma Tehdidi

Bu askeri gerilimlerin ortasında en büyük küresel endişe, İran’ın Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidi oldu. İran Meclisi, 22 Haziran 2025 tarihinde, Hürmüz Boğazı’ndan geçen gemi trafiğinin sınırlandırılmasını içeren bir kararı onayladı. Resmî ağızlar, boğazın tamamen kapatılmasının son çare olduğunu ifade etse de, bölgede İHA, füze tehdidi ve deniz mayınları gibi asimetrik unsurların devreye sokulması ihtimali güçlenmiş durumda.

Atlantik Konseyi’ne göre İran, Hürmüz Boğazı’nı tamamen kapatmaktan çok, geçici olarak geçişi zorlaştıran “asimetrik baskı yöntemleri”ne yönelebilir:

  • Gemi güzergâhlarının mayınlanması,
  • Ticari gemilere yönelik İHA tehditleri,
  • Yüzey-deniz füzeleri ile taciz saldırıları,
  • Savaş gemileriyle kontrollü baskı oluşturma.

Küresel Enerji Piyasasına Etkisi

Hürmüz Boğazı'nın güvenliği sadece bölge ülkeleri için değil, dünya genelinde enerji arz güvenliği için kritiktir. 2025 yılı ortasında yaşanan füze saldırıları ve Hürmüz’e ilişkin risklerin artması, petrol fiyatlarını 110 $/varil seviyesine kadar yükseltti. Ayrıca navlun sigortalarında ciddi artış yaşandı, taşımacılık süreleri uzadı.

Bazı analizlere göre, boğazın geçici dahi olsa kapatılması hâlinde;

  • Petrol fiyatları kısa sürede 120 $/varil seviyelerinden yukarı çıkabilir,
  • Küresel LNG arzında aksama yaşanabilir,
  • Uzak Doğu ve Avrupa’da enerji temini krizi yaşanabilir.

İran'ın Askeri Gücü Ve Caydırıcılığı

İran, son yıllarda füze teknolojisini ciddi şekilde ilerletti. 2025 yılında tanıtılan "Qassem Bassir" füzesi, GPS bağımsız yönlendirme sistemine sahip ve 1.200 km menzilli. Ayrıca “Khalij-e Fars” ve “Hormuz-2” gibi yüzey-deniz füzeleriyle Hürmüz geçişine ciddi bir tehdit oluşturabilecek kapasitede. Bu sistemler sayesinde İran, Hürmüz üzerindeki baskı gücünü caydırıcı bir araca dönüştürmüştür.

İran'ın Resmi Tutumu: Tehdit Mi, Caydırıcılık Mı?

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, 2025’in başlarında yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

"İran, Hürmüz Boğazı’nın güvenliğini tehdit etmek istemez. Ancak bölgede ulusal güvenliğimiz tehdit edilirse, tüm senaryolar masadadır."

İran bu açıklamayla, boğazı kapatma seçeneğini açık bıraksa da bunu doğrudan savaş ilanı sayılabilecek bir son çare olarak kullanmayı planladığını göstermektedir.

Dünya Petrolünün Dar Geçidi Hâlâ Hürmüz

Hürmüz Boğazı, 2025 itibarıyla da enerji dünyasının jeopolitik en dar boğazı olmaya devam ediyor. İran’ın jeopolitik kartı olan bu boğaz, sadece bir enerji geçiş hattı değil, aynı zamanda bölgesel güç dengesinin sembolüdür. Ancak boğazın kalıcı ya da geçici olarak kapanması; fiyat istikrarsızlığı, arz darboğazı ve güvenlik krizleri gibi küresel etkiler yaratacağı için tüm taraflar bu olasılığı son seçenek olarak tutmaya devam etmektedir.

Mevcut tablo, enerji arz güvenliğinin sadece ekonomik değil, aynı zamanda askeri ve diplomatik bir mesele hâline geldiğini göstermektedir. İran’ın Hürmüz üzerindeki baskı kapasitesi, hem bölgesel savaş riskini hem de küresel enerji istikrarını tehdit etmektedir.

Enerji güvenliği tartışmalarında Hürmüz Boğazı’nın alternatifi hâlâ bulunamamıştır. Bu gerçek, İran’ın bölgesel gücünü ve dünyanın bu dar geçide olan bağımlılığını daha da pekiştirmektedir.