Mehmet Şerif SARIKAYA
Köşe Yazarı
Mehmet Şerif SARIKAYA
 

Hidrojenli Kombi mi Isı Pompası mı ?

Düşük karbon ekonomisine geçiş, ABD, Çin, Japonya ve Avrupa Birliği dahil olmak üzere birçok hükümetin yüzyılın ortasına kadar net sıfır karbon emisyonu taahhüdü ile devam ediyor. Enerji, sanayi ve ulaşım sektörlerinin karbondan arındırılması, kapsamlı politika girişimlerine ve büyük ölçekte altyapı gelişmelerine bağlı olacaktır. Net sıfır karbon emisyon hedeflerine ulaşılmasında konut ısıtmalarından kaynaklı CO2 emisyon değerleri de göz ardı edilemez boyuta ulaşmıştır. Artan şehirleşme hızı ile konut ısıtması da ciddi oranlarda karbon salınımına neden olmaktadır. Ticari binalarda ve konutlarda ısıtma ve yemek pişirme, küresel CO2 emisyonlarının yüzde 6'sını oluşturmakta. Özellikle Avrupa genelinde net sıfıra ulaşma hedefi ve fosil yakıtlara olan bağlılığı azaltma çabalarının bir parçası olarak geleneksel doğal gazlı ısıtma sistemlerinden uzaklaşarak, düşük karbonlu ısıtma sistemlerine talebin arttığı görülmektedir. Artan doğal gaz faturaları da konutlarda düşük karbonlu ısıtma sistemlerine geçişi hızlandıracaktır. Bu noktada son zamanlarda iki alternatif sistem öne çıkmakta; hidrojenli kombi ve ısı pompası. Hem hidrojen kombisi hem de ısı pompası çevre dostu ısıtma sistemi türleri olmasına rağmen, iki seçenek arasında çok sayıda fark vardır. Evlerimizi ısıtmak için hidrojen yakıtının kullanılması, net sıfır hedeflerine ulaşılmasında sık sık gündeme gelen bir alternatiftir. Pek çok mevcut doğal gaz kombisi, gaz şebekesine %20 hidrojen karışımlarıyla çalışabilen hidrojen karışımına hazır olarak adlandırılır. %100 hidrojenle çalışan kombiler ise hala geliştirilme aşamasındadır. Prototip üretimler yapılıp, sahalarda test edilmesine rağmen teknik ve mevzuatsal engellerden kaynaklı olarak hidrojenli kombiler şu an kullanılmamaktadır. Hidrojenin önündeki ana engellere baktığımızda; yüksek miktardaki yeşil hidrojen üretim maliyeti, çok büyük miktarda elektrik üretiminin inşa edilmesi ve işletilmesi, ayrıca mevcut doğal gaz iletim tedarik ağının yerini alacak yeni hidrojen ağının yüksek yatırım maliyeti karşımıza çıkmaktadır. Bu olumsuzluklarına rağmen hidrojen kullanımı bir dizi avantajı da beraberinde getirmektedir. Bunlar ise; Mevcut doğal gaz dağıtım şebekelerinde ciddi değişikler yapılmadan hidrojen enjeksiyonunun yapılabilmesi,   Hidrojenin doğal gaza göre daha verimli bir yakıt olmasından dolayı doğal gaza kıyasla birim kütlede daha yüksek enerji yoğunluğuna sahip olması, Hidrojen kombilerinin doğal gazlı muadillerinden bir miktar daha pahalı olmasına rağmen ilerleyen teknoloji ve pazar oluşumuna göre fiyat farkının gelecek yıllarda tamamen kapanacağının öngörülmesi, Mevcut gaz endüstrisinin, hidrojene uyum sağlamak için iyi bir konumda olması ve kombi üreticilerinin, aynı türde duvar tipi hidrojen kombileri üretebilmesi, Hidrojen kombilerinin karbon salımı yapmayarak çevre dostu bir seçenek olması, Kullanıcıların bu değişime hızlı adapte olması ve bu süreçte ocak ve kombilerini değiştirmesidir.   Diğer karbonsuzlaştırma seçeneği ise ısı pompası. Bu teknoloji zeminden veya havadan ısı çekerek çalışır ve konut ısıtmada elektrik kullanır. Son yıllarda ısı pompası satışlarında ve politik destekte ciddi artışlar olmaktadır. 2021'de ısı pompalarının binalardaki küresel ısıtma ihtiyacının yalnızca yaklaşık %10'unu karşıladığını tahmin edilmekte. Isı pompası, enerji verimliliği açısından hidrojene kıyasla çok daha başarılıdır. Yeşil hidrojen kullanımı için ihtiyaç duyulan elektrik üretimi, ısı pompalarına göre altı kat daha fazla rüzgar türbini, güneş paneli veya nükleer santral gerektiriyor. Isı pompaları kullandıkları her birim elektrik için havadan ücretsiz 2-4 birim arası enerji üretirler. Ancak ısı pompası çözümlerinin sınırlamaları vardır. Mevcut kombilerden daha düşük bir sıcaklıkta çalıştığından, birçok evin çok daha iyi yalıtıma sahip olması gerekir. Özellikle yalıtımı zayıf eski binalarda düşük verimliliğe sahiptir. Isı pompalarının kapladığı alanlar kombilere kıyasla daha fazladır. Bir diğer önemli sınırlama ise maliyet. Bir ısı pompasının maliyeti, bir doğal gaz kombisinin maliyetinin yaklaşık 3 – 6 katıdır. Bu bilgiler ışığında bir değerlendirme yapmak gerekirse,  hidrojen düşük karbonlu bir ısıtma çözümü sunuyor gibi görünse de, hidrojen üretiminin yüksek maliyeti, bazı teknik ve mevzuatsal boşluklar hidrojenin yakın vadede kullanması önünde büyük engeldir. Tamamen ısı pompaları üzerine inşa edilmiş bir evsel ısıtma sistemine geçilmesi de pek mümkün görünmemekte. Tüm konut tipleri için uygun olmaması, yüksek kurulum maliyeti ve mevcut elektrik şebekesine getireceği ekstra yük ısı pompası sektörünün gelişim hızını etkilemektedir. Hidrojenciler ve ısı pompacılar arasındaki bu rekabetin ilerleyen günlerde daha da kızışacağı görülmekte.  
Ekleme Tarihi: 05 Ekim 2023 - Perşembe

Hidrojenli Kombi mi Isı Pompası mı ?

Düşük karbon ekonomisine geçiş, ABD, Çin, Japonya ve Avrupa Birliği dahil olmak üzere birçok hükümetin yüzyılın ortasına kadar net sıfır karbon emisyonu taahhüdü ile devam ediyor.

Enerji, sanayi ve ulaşım sektörlerinin karbondan arındırılması, kapsamlı politika girişimlerine ve büyük ölçekte altyapı gelişmelerine bağlı olacaktır.

Net sıfır karbon emisyon hedeflerine ulaşılmasında konut ısıtmalarından kaynaklı CO2 emisyon değerleri de göz ardı edilemez boyuta ulaşmıştır. Artan şehirleşme hızı ile konut ısıtması da ciddi oranlarda karbon salınımına neden olmaktadır. Ticari binalarda ve konutlarda ısıtma ve yemek pişirme, küresel CO2 emisyonlarının yüzde 6'sını oluşturmakta.

Özellikle Avrupa genelinde net sıfıra ulaşma hedefi ve fosil yakıtlara olan bağlılığı azaltma çabalarının bir parçası olarak geleneksel doğal gazlı ısıtma sistemlerinden uzaklaşarak, düşük karbonlu ısıtma sistemlerine talebin arttığı görülmektedir. Artan doğal gaz faturaları da konutlarda düşük karbonlu ısıtma sistemlerine geçişi hızlandıracaktır. Bu noktada son zamanlarda iki alternatif sistem öne çıkmakta; hidrojenli kombi ve ısı pompası.

Hem hidrojen kombisi hem de ısı pompası çevre dostu ısıtma sistemi türleri olmasına rağmen, iki seçenek arasında çok sayıda fark vardır.

Evlerimizi ısıtmak için hidrojen yakıtının kullanılması, net sıfır hedeflerine ulaşılmasında sık sık gündeme gelen bir alternatiftir. Pek çok mevcut doğal gaz kombisi, gaz şebekesine %20 hidrojen karışımlarıyla çalışabilen hidrojen karışımına hazır olarak adlandırılır. %100 hidrojenle çalışan kombiler ise hala geliştirilme aşamasındadır. Prototip üretimler yapılıp, sahalarda test edilmesine rağmen teknik ve mevzuatsal engellerden kaynaklı olarak hidrojenli kombiler şu an kullanılmamaktadır. Hidrojenin önündeki ana engellere baktığımızda; yüksek miktardaki yeşil hidrojen üretim maliyeti, çok büyük miktarda elektrik üretiminin inşa edilmesi ve işletilmesi, ayrıca mevcut doğal gaz iletim tedarik ağının yerini alacak yeni hidrojen ağının yüksek yatırım maliyeti karşımıza çıkmaktadır.

Bu olumsuzluklarına rağmen hidrojen kullanımı bir dizi avantajı da beraberinde getirmektedir. Bunlar ise;

  • Mevcut doğal gaz dağıtım şebekelerinde ciddi değişikler yapılmadan hidrojen enjeksiyonunun yapılabilmesi,  
  • Hidrojenin doğal gaza göre daha verimli bir yakıt olmasından dolayı doğal gaza kıyasla birim kütlede daha yüksek enerji yoğunluğuna sahip olması,
  • Hidrojen kombilerinin doğal gazlı muadillerinden bir miktar daha pahalı olmasına rağmen ilerleyen teknoloji ve pazar oluşumuna göre fiyat farkının gelecek yıllarda tamamen kapanacağının öngörülmesi,
  • Mevcut gaz endüstrisinin, hidrojene uyum sağlamak için iyi bir konumda olması ve kombi üreticilerinin, aynı türde duvar tipi hidrojen kombileri üretebilmesi,
  • Hidrojen kombilerinin karbon salımı yapmayarak çevre dostu bir seçenek olması,
  • Kullanıcıların bu değişime hızlı adapte olması ve bu süreçte ocak ve kombilerini değiştirmesidir.

 

Diğer karbonsuzlaştırma seçeneği ise ısı pompası. Bu teknoloji zeminden veya havadan ısı çekerek çalışır ve konut ısıtmada elektrik kullanır. Son yıllarda ısı pompası satışlarında ve politik destekte ciddi artışlar olmaktadır. 2021'de ısı pompalarının binalardaki küresel ısıtma ihtiyacının yalnızca yaklaşık %10'unu karşıladığını tahmin edilmekte. Isı pompası, enerji verimliliği açısından hidrojene kıyasla çok daha başarılıdır. Yeşil hidrojen kullanımı için ihtiyaç duyulan elektrik üretimi, ısı pompalarına göre altı kat daha fazla rüzgar türbini, güneş paneli veya nükleer santral gerektiriyor. Isı pompaları kullandıkları her birim elektrik için havadan ücretsiz 2-4 birim arası enerji üretirler.

Ancak ısı pompası çözümlerinin sınırlamaları vardır. Mevcut kombilerden daha düşük bir sıcaklıkta çalıştığından, birçok evin çok daha iyi yalıtıma sahip olması gerekir. Özellikle yalıtımı zayıf eski binalarda düşük verimliliğe sahiptir. Isı pompalarının kapladığı alanlar kombilere kıyasla daha fazladır. Bir diğer önemli sınırlama ise maliyet. Bir ısı pompasının maliyeti, bir doğal gaz kombisinin maliyetinin yaklaşık 3 – 6 katıdır.

Bu bilgiler ışığında bir değerlendirme yapmak gerekirse,  hidrojen düşük karbonlu bir ısıtma çözümü sunuyor gibi görünse de, hidrojen üretiminin yüksek maliyeti, bazı teknik ve mevzuatsal boşluklar hidrojenin yakın vadede kullanması önünde büyük engeldir. Tamamen ısı pompaları üzerine inşa edilmiş bir evsel ısıtma sistemine geçilmesi de pek mümkün görünmemekte. Tüm konut tipleri için uygun olmaması, yüksek kurulum maliyeti ve mevcut elektrik şebekesine getireceği ekstra yük ısı pompası sektörünün gelişim hızını etkilemektedir. Hidrojenciler ve ısı pompacılar arasındaki bu rekabetin ilerleyen günlerde daha da kızışacağı görülmekte.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazeteenerji.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.