Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. Yılında Madenciliğimizin 100 Yılı Sempozyumu Yapıldı

GÜNCEL 01.11.2023 - 17:43, Güncelleme: 02.11.2023 - 09:47 4486+ kez okundu.
 

Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. Yılında Madenciliğimizin 100 Yılı Sempozyumu Yapıldı

Maden Mühendisleri Mesleki Gelişim Derneği (MMMGD) tarafından "Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. Yılında Madenciliğimizin 100 Yılı” sempozyumu Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğünde düzenlendi.

Maden Mühendisleri Mesleki Gelişim Derneği (MMMGD) tarafından Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. Yılı münasebetiyle "Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. Yılında Madenciliğimizin 100 Yılı" konulu sempozyumu 30 Ekim 2023 tarihinde Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü Sadrettin Alpan Konferans Salonunda gerçekleştirildi.  Sempozyumun açılış konuşmalarını MMMGD Yönetim Kurulu Başkanı Halim Demirkan, İstanbul Maden İhracatçı Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Üyesi Funda Bekişoğlu, Altın Madencileri Derneği (AMD) Başkanı Mehmet Yılmaz, Maden Tetkik ve Arama  (MTA) Genel Müdürü Vedat Yanık yaptı. Sempozyumun açılışında konuşan MMMGD Yönetim Kurulu Başkanı Halim Demirkan, “Madenciliğin yüzyılını konuşmak üzere bir araya geldik. Öğleden önce madenciliğimizin geçmişini ne bakıp öğleden sonra günümüz ve vizyonunu değerlendireceğiz. Derneğimiz madenciliğin çevreye ve İş sağlığı güvenliğine azami düzeyde duyarlı ve dikkatli katma değeri yüksek ve yüksek verimli olarak yapılması gerektiğini savunmakta. Teknolojiye ve günün sosyal gerekliliklerine uygun halkla uyumlu olarak yapılması gerektiğine inanıyoruz. Gelecek yıl Mayıs ayında Zonguldak'ta düzenleyeceğimiz Uluslararası Madencilik sonrası faaliyetler (Post Mining Sempozyumu) ile madencilik sırası ve sonrasındaki faaliyetlerde dünya normlarında ağaçlandırmadan, biyoparka, yıkık dökük binalardan endüstriyel mirasa, basit halkla ilişkilerden sosyoekonomik ilişkilere doğru yönelmeyi sektörümüze önereceğiz sizleri de bekliyoruz. Sürdürülebilirliğin en önemli koşulu bilimsel etik çevresinde doğaya, insana saygılı yöntemlerle yapılmasıdır. Biliyoruz ki bilinen ve öngörülen rezervler dikkate alındığında gelecek yüzyıllarda kendimize yeteceği anlaşılmaktadır. Nadir toprak elementlerini de içeren kritik hammaddeler stratejisinin oluşturulmasında derneğimiz üyelerinin üstün katkıları olacağına inanıyoruz bu konuda görev almaya hazırız. Derneğimiz ayrıca demir madenciliğin başlayarak karbon ayak izi belirlemesi üzerine güçlü bir altyapı kurmaktadır” diye konuştu. Altın Madencileri Derneği (AMD) Başkanı Mehmet Yılmaz ise “Madenciliğin yüzyılını konuşacaksak en doğru yer bu çatı altı diye düşünüyorum. Çünkü bugün Türkiye'de madencilik yapan herkesin yolu mutlaka bizim de ilk yıllarda yolumuzun geçtiği gibi MTA kütüphanesinden mutlaka geçmiştir. Burası gerçekten hepimiz için çok önemli bir mekân, dolayısıyla madenciliğin 100 yılını burada konuşuyor olmamız çok önemli. Cumhuriyetimizin 100. yılını kutluyoruz, dün özellikle yurdun her tarafında, yurt dışındaki temsilciliklerimiz de coşkuyla kutlanmış olması hepimizi gerçekten çok mutlu etti ve heyecanlandırdı. Madencilik konusuyla ilgili bugün konu başlıkları içerisinde çok önemli farklı konu başlıkları olduğunu görüyorum.   Anadolu'da madenciliğin yaklaşık 7.000 yıl önceye gittiğini biliyoruz. Cumhuriyet ilk kurulduğu yıllarda madenciliğin gayri safi milli hasıla içindeki payı bugünden çok yüksek dünyadaki gelişmiş ülkelerin ortalaması 6,7,8 hatta bazı ülkelerde % 10'lara kadar çıkıyor. Cumhuriyetin ilk yıllarında 20'lere kadar vardığı dönemler olmuş ama şu anda maalesef %1'ler dönemindeyiz. Böylesine büyük bir potansiyelin üstünde otururken bu rakam bence biz madencilere yakışmıyor, bunu daha yukarılara çekmek zorundayız. Bugün Türkiye'de yaklaşık 6200 maden işletmesi var bu rakam aslında bizim şu anda bulunduğumuz mertebede üretimi gerçekleştirme anlamında artabilir ancak burada rakamın artmasından daha çok üretimin artması önemli bugün 6,5 milyar dolarlık bir ihracatımız var. Biz madencilik sektöründeki diğer STK başkanlarımızla yaptığımız çalışmalarda bunu 15 milyar dolara çıkartabilecek potansiyelimiz olduğuna inanıyoruz. Kaynaklarımız bunun için yeterli, insan gücümüz var sadece burada bazı noktalarda sektörün önünü açmanın çok önem arz ettiğini izinlerin daha hızlı verilmesinin çok büyük önem arz ettiğini defalarca değişik ortamlarda devletimizin kurumlarının temsilcilerine bunu ifade etmeye gayret ediyoruz. Birkaç rakam söylemek gerekirse altında ciddi dış açık cari açığımız da payı olan altında 30 milyar dolarlık bir cari açık etkisi var potansiyelimiz bakıyorsunuz yeraltında yaklaşık 285 milyar dolarlık altınımız olduğunu düşünüyoruz bir modelleme çalışması kömür 20 milyar ton kömürümü var üretimimizin daha fazla olması gerektiğini düşünüyoruz” İstanbul Maden İhracatçı Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Üyesi Funda Bekişoğlu yaptığı konuşma da “ Esasında maden sektörümüz çok genç bir sektör dünya açısından baktığımızda daha yapılacak çok şey var bu sempozyumda da değerli katılımcılar sektörümüzün duayenleri hem geçmiş hem gelecekle ilgili çok değerli fikirlerini paylaşacaklar ve sektörümüze ışık olacaklar. Türkiye'miz dünya çapında bakıldığında 190 maden çeşidinin 80'ine sahip bir ülke üstelik de rezerv açısından da çok güçlü bir ülke mesela Bor'da dünya birincisiyiz trova dünya ikinci doğaltaş perlit ve bentonit dünya üçünsücü kromda dünya dördüncüsü alçıtaşı da dünya beşincisi ve antimuan da dünya altıncısıyız. Bunlar çok değerli ve bunları tam, anlamlı olarak işletmek hepimizin öncelikle vatandaşlık görevi sonra da insanlık görevi çünkü dünyanın bütün geçmişine baktığımızda bütün insanlık maden sektörünün ilerlemesiyle gelişiyor. Maden sektörünün 100 yılında neden geçmiş 100 yüzyılı konuşuyoruz? Ben esasında geçmiş yüzyıldan ders alarak bu bütün gelecek yüzyılın faaliyetleri konusuna dikkat çekmek istiyorum bizim gelecek yüzyılımız dünyanın sürdürülebilirliği ve yaşanabilir bir hale gelmesi için neler yapmamız gerektiğiyle çok ilintili ve bu yüzden de Yeşil Enerji konusuna dikkat çekmek istiyorum. Yeşil enerjiye geçmek için bizlerin doğal madenlerimizi çok çok daha iyi işletmemiz gerekiyor ve bu nedenle bütün sektörümüze ve Türkiye'mizin bütün yetkili mercilerine daha sürdürülebilir bir dünya için yeşil enerjinin gündeme getirmek için madenlerimizin desteklenmesi bu konuda gerekli bütün altyapının hazırlanması gerektiğini vurgulamak istiyorum. İstanbul Maden ihracatçılar Birliği olarak her platformda dile getirdiğimiz bir söylemi burada da dile getirmek istiyorum Maden de Bizim Çevre de Bizim, Çevre de Bizim Maden de Bizim. Madenciler olarak önce insan sonra çevre sonra maden anlayışıyla faaliyetlerimize devam etmeye ve hem insanlığa hem dünyaya hem de ülkemize katkı sağlamaya devam etmek için sonuna kadar çalışacağız. Geçmiş yüzyılda olduğu gibi Bu yüzyılda da bütün faaliyetlerimizi en güçlü şekilde en ileri düzeye getirmeye çalışacağız. Türkiye'mizin potansiyelini en yüksek çaba getirip Türkiye’mizi taçlandıracak ve geleceğinde maden sektörünün varlığının en önemli noktada olacağına inancımız tamdır. Bu nedenle öncelikle bu sektöre üye olan bir insan olarak sonra Türk vatandaşı olarak bu sektörde bulunduğum için gurur duyduğumu mutluluk duyduğumu belirtmek isterim” dedi. Açılışta bir konuşma yapan Maden Tetkik ve Arama  (MTA) Genel Müdürü Vedat Yanık ise  “Cumhuriyetimizin 100 yılını kutlamaktayız bugün burada kurucu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhuriyetin ilk yıllarında izlemiş olduğu Madencilik politikalarını ve Türkiye'nin Madencilik sektörünün son 100 yılda kat ettiği yolculuğu değerlendirmek ve bu önemli sektörün geleceğe dair bir bakış açısı sunmak amacıyla toplandık. Sanayinin temel girdilerini sağlayan madencilik sektörüne yapılan yatırımların misli ile ülkemize fayda sağlayacağı bilinciyle gerçekleştirdiğimiz projelerle yerin üstü ve altı havadan karadan ve denizden detaylı incelenerek mevcut kaynaklarımızın artırılması ülkemizin madenciliğinin geliştirilmesi ve yeni maden yataklarının bulunması için arama ve araştırma çalışmaları son 100 yıl içerisinde ülke ekonomimize ve gelişimimize büyük katkı sunmuştur. Madencilik her zaman ülkemizin endüstriyel ekonomik ve sosyal kalkınmasında belirleyici bir rol oynamıştır ve bu rolün yüzyıllar boyunca nasıl şekillendiği görmek bizlere gurur vermektedir. Son yıllarda maden aramacılığının artması ile çok önemli büyüklükte keşifler de yapılmıştır. MTA tarafından 2005 - 2022 yılları arasında 7 adedi büyük kaynaklı olmak üzere 29 kömür sahası sodyum sülfat, polihalit, kaolen, bentonit, altın, kurşun, çinko, bakır, nadir toprak elementleri grafit ve titanyum kaynakları keşfedilmiştir. Nadir toprak elementleri konusunda ayrı bir parantez açarak Eskişehir'de keşfedilen 694 milyon ton rezerve sahip Nadir Toprak elementi sahamız dünyada ikinci sırada bulunduğunu belirtmek isterim. Tüm bu madenlerin ulusal ekonomimize katkısı cari açığımı ve stratejik ihtiyaçlarımıza etkisi ortadadır. Örneğin altın madeni ekonomimiz ve cari açığımız için çok önemli katkı verecek madenlerdir bu konuda çok geç üretime başlayan ülkemiz yaklaşık 22 yıldır üretim yapmakta ve 1 ton ile başlayan üretimimiz yıllık 40 tonlara toplamda ise 450 tona ulaşmıştır. Ancak 2022 yılında 265 ton altın ithalatı yaptığımız göz önünde alındığında bu rakam da yeterli değildir. Ülkemizin 6500 ton olarak belirtilen altın potansiyelinin yaklaşık 1350 tonu tespit edilebilmiştir. Bu konuda altın aramacılığının daha da artırılması büyük önem arz etmektedir. Ekonomik etkisi 10 milyar dolarlar seviyesinde olan altın madeni dışında ülkemiz ve dünya için tespit edilen kritik ve stratejik olan maden arama çalışmaları artırılmalı, sanayimiz ve geleceğimiz için muhtemel sorunların önüne geçilmelidir. Ülkemiz maden aramacılığı öncü ve lokomotifi konumundaki MTA’nın kuruluşundan itibaren yaklaşık 12 milyon metre sondaj yaptığı ve bu rakamın yaklaşık 8.3 milyon metrelik kısmının Son 20 yılda yapıldığı görülmektedir. Bu çalışmalar aynı zamanda bazı zorlukları da beraberinde getirmiştir. Zamanla madencilik etlerinin çevresel ve toplumsal etkileri daha fazla dikkat çekmeye başlamıştır madencilikle ilgili çevresel sürdürülebilirlik İş Sağlığı ve Güvenliği ve yerel toplumların ihtiyaçları gibi konular gündeme gelmiştir. Madencilik sektörü çevresel ve toplumsal sorumluluğunun önemini anlamış ve bu yönde önemli adımlar atmaya başlamıştır. Günümüzde Türkiye'nin madencilik sektörü sürdürülebilir ve toplumsal sorumluluk ilkelerini benimseyerek geleceğe yönelik bir bakış açısı geliştirmiştir. Teknolojik yenilikler çevre koruma stratejileri ,  iş sağlığı ve güvenliği konularındaki gelişmeler sektörün sürdürülebilir büyümesine katkı sağlamıştır. Ayrıca yerel toplumlarla iş birliği ve iletişim madencilik projelerinin daha dengeli bir şekilde geliştirilmesini sağlamıştır. Sürdürülebilir madencilik kavramı Türkiye'deki madencilik sektörünün geleceğini şekillendirmektedir. Bu kavram hem doğal kaynaklarımızı koruma hem de gelecekteki nesillerimize daha temiz ve sağlıklı bir çevre bırakma taahhüdünün bir yansımasıdır. Unutulmamalıdır ki küreselleşme sürecinde ülkelerin Kalkınma düzeyleri doğal kaynaklarının varlığına niteliğine ve bu kaynakların en önemli şekilde değerlendirilmesine bağlıdır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler kendi doğal kaynak ve hammadde yönetimi planlar geliştirip uygulamaktadır. Bu durum ülkemizin de başta temel ve kritik hammaddeler olmak üzere kendi doğal kaynak ve hammadde yönetim planlamasını geliştirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır” diye konuştu. Açış konuşmalarının ardından Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Madencilik Meclisi Başkanı Halil İbrahim Kırşan “Madenciliğimizin Yüz Yılı”, Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı  (YMGV) Başkanı Prof. Dr. Güven Önal “Atatürk'ün Madencilik Politikası” konularında sunumlarını gerçekleştirdiler. Öğlenden sonra, Genel Maden İşletmecileri Derneği (GEMAD) Başkanı Cemil Ökten tarafından “Sürdürülebilir Madencilik” sunumu gerçekleştirildi. Sunumların ardından moderatörlüğünü Dama Mühendislik Genel Müdürü Sabri Karahan’ın üstlendiği, Orman Mühendisleri Odası Başkanı Hasan Türkyılmaz, GEMAD Yönetim Kurulu Başkanı Cemil Ökten, Maden Hukuku Uzmanı Dr. Av. Kerem Canbazoğlu ile Sürdürülebilirlik ve İletişim Danışmanı Hakan Karan’ın katıldığı “Günümüz Madenciliğinin Genel Bir Değerlendirmesi “ konulu panel düzenlendi.
Maden Mühendisleri Mesleki Gelişim Derneği (MMMGD) tarafından "Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. Yılında Madenciliğimizin 100 Yılı” sempozyumu Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğünde düzenlendi.

Maden Mühendisleri Mesleki Gelişim Derneği (MMMGD) tarafından Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. Yılı münasebetiyle "Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. Yılında Madenciliğimizin 100 Yılı" konulu sempozyumu 30 Ekim 2023 tarihinde Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü Sadrettin Alpan Konferans Salonunda gerçekleştirildi. 

Sempozyumun açılış konuşmalarını MMMGD Yönetim Kurulu Başkanı Halim Demirkan, İstanbul Maden İhracatçı Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Üyesi Funda Bekişoğlu, Altın Madencileri Derneği (AMD) Başkanı Mehmet Yılmaz, Maden Tetkik ve Arama  (MTA) Genel Müdürü Vedat Yanık yaptı.

Sempozyumun açılışında konuşan MMMGD Yönetim Kurulu Başkanı Halim Demirkan, “Madenciliğin yüzyılını konuşmak üzere bir araya geldik. Öğleden önce madenciliğimizin geçmişini ne bakıp öğleden sonra günümüz ve vizyonunu değerlendireceğiz. Derneğimiz madenciliğin çevreye ve İş sağlığı güvenliğine azami düzeyde duyarlı ve dikkatli katma değeri yüksek ve yüksek verimli olarak yapılması gerektiğini savunmakta. Teknolojiye ve günün sosyal gerekliliklerine uygun halkla uyumlu olarak yapılması gerektiğine inanıyoruz.

Gelecek yıl Mayıs ayında Zonguldak'ta düzenleyeceğimiz Uluslararası Madencilik sonrası faaliyetler (Post Mining Sempozyumu) ile madencilik sırası ve sonrasındaki faaliyetlerde dünya normlarında ağaçlandırmadan, biyoparka, yıkık dökük binalardan endüstriyel mirasa, basit halkla ilişkilerden sosyoekonomik ilişkilere doğru yönelmeyi sektörümüze önereceğiz sizleri de bekliyoruz.

Sürdürülebilirliğin en önemli koşulu bilimsel etik çevresinde doğaya, insana saygılı yöntemlerle yapılmasıdır. Biliyoruz ki bilinen ve öngörülen rezervler dikkate alındığında gelecek yüzyıllarda kendimize yeteceği anlaşılmaktadır. Nadir toprak elementlerini de içeren kritik hammaddeler stratejisinin oluşturulmasında derneğimiz üyelerinin üstün katkıları olacağına inanıyoruz bu konuda görev almaya hazırız. Derneğimiz ayrıca demir madenciliğin başlayarak karbon ayak izi belirlemesi üzerine güçlü bir altyapı kurmaktadır” diye konuştu.

Altın Madencileri Derneği (AMD) Başkanı Mehmet Yılmaz ise “Madenciliğin yüzyılını konuşacaksak en doğru yer bu çatı altı diye düşünüyorum. Çünkü bugün Türkiye'de madencilik yapan herkesin yolu mutlaka bizim de ilk yıllarda yolumuzun geçtiği gibi MTA kütüphanesinden mutlaka geçmiştir. Burası gerçekten hepimiz için çok önemli bir mekân, dolayısıyla madenciliğin 100 yılını burada konuşuyor olmamız çok önemli. Cumhuriyetimizin 100. yılını kutluyoruz, dün özellikle yurdun her tarafında, yurt dışındaki temsilciliklerimiz de coşkuyla kutlanmış olması hepimizi gerçekten çok mutlu etti ve heyecanlandırdı. Madencilik konusuyla ilgili bugün konu başlıkları içerisinde çok önemli farklı konu başlıkları olduğunu görüyorum.  

Anadolu'da madenciliğin yaklaşık 7.000 yıl önceye gittiğini biliyoruz. Cumhuriyet ilk kurulduğu yıllarda madenciliğin gayri safi milli hasıla içindeki payı bugünden çok yüksek dünyadaki gelişmiş ülkelerin ortalaması 6,7,8 hatta bazı ülkelerde % 10'lara kadar çıkıyor. Cumhuriyetin ilk yıllarında 20'lere kadar vardığı dönemler olmuş ama şu anda maalesef %1'ler dönemindeyiz. Böylesine büyük bir potansiyelin üstünde otururken bu rakam bence biz madencilere yakışmıyor, bunu daha yukarılara çekmek zorundayız.

Bugün Türkiye'de yaklaşık 6200 maden işletmesi var bu rakam aslında bizim şu anda bulunduğumuz mertebede üretimi gerçekleştirme anlamında artabilir ancak burada rakamın artmasından daha çok üretimin artması önemli bugün 6,5 milyar dolarlık bir ihracatımız var. Biz madencilik sektöründeki diğer STK başkanlarımızla yaptığımız çalışmalarda bunu 15 milyar dolara çıkartabilecek potansiyelimiz olduğuna inanıyoruz. Kaynaklarımız bunun için yeterli, insan gücümüz var sadece burada bazı noktalarda sektörün önünü açmanın çok önem arz ettiğini izinlerin daha hızlı verilmesinin çok büyük önem arz ettiğini defalarca değişik ortamlarda devletimizin kurumlarının temsilcilerine bunu ifade etmeye gayret ediyoruz.

Birkaç rakam söylemek gerekirse altında ciddi dış açık cari açığımız da payı olan altında 30 milyar dolarlık bir cari açık etkisi var potansiyelimiz bakıyorsunuz yeraltında yaklaşık 285 milyar dolarlık altınımız olduğunu düşünüyoruz bir modelleme çalışması kömür 20 milyar ton kömürümü var üretimimizin daha fazla olması gerektiğini düşünüyoruz”

İstanbul Maden İhracatçı Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Üyesi Funda Bekişoğlu yaptığı konuşma da Esasında maden sektörümüz çok genç bir sektör dünya açısından baktığımızda daha yapılacak çok şey var bu sempozyumda da değerli katılımcılar sektörümüzün duayenleri hem geçmiş hem gelecekle ilgili çok değerli fikirlerini paylaşacaklar ve sektörümüze ışık olacaklar. Türkiye'miz dünya çapında bakıldığında 190 maden çeşidinin 80'ine sahip bir ülke üstelik de rezerv açısından da çok güçlü bir ülke mesela Bor'da dünya birincisiyiz trova dünya ikinci doğaltaş perlit ve bentonit dünya üçünsücü kromda dünya dördüncüsü alçıtaşı da dünya beşincisi ve antimuan da dünya altıncısıyız. Bunlar çok değerli ve bunları tam, anlamlı olarak işletmek hepimizin öncelikle vatandaşlık görevi sonra da insanlık görevi çünkü dünyanın bütün geçmişine baktığımızda bütün insanlık maden sektörünün ilerlemesiyle gelişiyor.

Maden sektörünün 100 yılında neden geçmiş 100 yüzyılı konuşuyoruz? Ben esasında geçmiş yüzyıldan ders alarak bu bütün gelecek yüzyılın faaliyetleri konusuna dikkat çekmek istiyorum bizim gelecek yüzyılımız dünyanın sürdürülebilirliği ve yaşanabilir bir hale gelmesi için neler yapmamız gerektiğiyle çok ilintili ve bu yüzden de Yeşil Enerji konusuna dikkat çekmek istiyorum. Yeşil enerjiye geçmek için bizlerin doğal madenlerimizi çok çok daha iyi işletmemiz gerekiyor ve bu nedenle bütün sektörümüze ve Türkiye'mizin bütün yetkili mercilerine daha sürdürülebilir bir dünya için yeşil enerjinin gündeme getirmek için madenlerimizin desteklenmesi bu konuda gerekli bütün altyapının hazırlanması gerektiğini vurgulamak istiyorum. İstanbul Maden ihracatçılar Birliği olarak her platformda dile getirdiğimiz bir söylemi burada da dile getirmek istiyorum Maden de Bizim Çevre de Bizim, Çevre de Bizim Maden de Bizim.

Madenciler olarak önce insan sonra çevre sonra maden anlayışıyla faaliyetlerimize devam etmeye ve hem insanlığa hem dünyaya hem de ülkemize katkı sağlamaya devam etmek için sonuna kadar çalışacağız. Geçmiş yüzyılda olduğu gibi Bu yüzyılda da bütün faaliyetlerimizi en güçlü şekilde en ileri düzeye getirmeye çalışacağız. Türkiye'mizin potansiyelini en yüksek çaba getirip Türkiye’mizi taçlandıracak ve geleceğinde maden sektörünün varlığının en önemli noktada olacağına inancımız tamdır. Bu nedenle öncelikle bu sektöre üye olan bir insan olarak sonra Türk vatandaşı olarak bu sektörde bulunduğum için gurur duyduğumu mutluluk duyduğumu belirtmek isterim” dedi.

Açılışta bir konuşma yapan Maden Tetkik ve Arama  (MTA) Genel Müdürü Vedat Yanık ise  “Cumhuriyetimizin 100 yılını kutlamaktayız bugün burada kurucu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhuriyetin ilk yıllarında izlemiş olduğu Madencilik politikalarını ve Türkiye'nin Madencilik sektörünün son 100 yılda kat ettiği yolculuğu değerlendirmek ve bu önemli sektörün geleceğe dair bir bakış açısı sunmak amacıyla toplandık. Sanayinin temel girdilerini sağlayan madencilik sektörüne yapılan yatırımların misli ile ülkemize fayda sağlayacağı bilinciyle gerçekleştirdiğimiz projelerle yerin üstü ve altı havadan karadan ve denizden detaylı incelenerek mevcut kaynaklarımızın artırılması ülkemizin madenciliğinin geliştirilmesi ve yeni maden yataklarının bulunması için arama ve araştırma çalışmaları son 100 yıl içerisinde ülke ekonomimize ve gelişimimize büyük katkı sunmuştur.

Madencilik her zaman ülkemizin endüstriyel ekonomik ve sosyal kalkınmasında belirleyici bir rol oynamıştır ve bu rolün yüzyıllar boyunca nasıl şekillendiği görmek bizlere gurur vermektedir. Son yıllarda maden aramacılığının artması ile çok önemli büyüklükte keşifler de yapılmıştır. MTA tarafından 2005 - 2022 yılları arasında 7 adedi büyük kaynaklı olmak üzere 29 kömür sahası sodyum sülfat, polihalit, kaolen, bentonit, altın, kurşun, çinko, bakır, nadir toprak elementleri grafit ve titanyum kaynakları keşfedilmiştir.

Nadir toprak elementleri konusunda ayrı bir parantez açarak Eskişehir'de keşfedilen 694 milyon ton rezerve sahip Nadir Toprak elementi sahamız dünyada ikinci sırada bulunduğunu belirtmek isterim. Tüm bu madenlerin ulusal ekonomimize katkısı cari açığımı ve stratejik ihtiyaçlarımıza etkisi ortadadır. Örneğin altın madeni ekonomimiz ve cari açığımız için çok önemli katkı verecek madenlerdir bu konuda çok geç üretime başlayan ülkemiz yaklaşık 22 yıldır üretim yapmakta ve 1 ton ile başlayan üretimimiz yıllık 40 tonlara toplamda ise 450 tona ulaşmıştır. Ancak 2022 yılında 265 ton altın ithalatı yaptığımız göz önünde alındığında bu rakam da yeterli değildir. Ülkemizin 6500 ton olarak belirtilen altın potansiyelinin yaklaşık 1350 tonu tespit edilebilmiştir. Bu konuda altın aramacılığının daha da artırılması büyük önem arz etmektedir. Ekonomik etkisi 10 milyar dolarlar seviyesinde olan altın madeni dışında ülkemiz ve dünya için tespit edilen kritik ve stratejik olan maden arama çalışmaları artırılmalı, sanayimiz ve geleceğimiz için muhtemel sorunların önüne geçilmelidir.

Ülkemiz maden aramacılığı öncü ve lokomotifi konumundaki MTA’nın kuruluşundan itibaren yaklaşık 12 milyon metre sondaj yaptığı ve bu rakamın yaklaşık 8.3 milyon metrelik kısmının Son 20 yılda yapıldığı görülmektedir. Bu çalışmalar aynı zamanda bazı zorlukları da beraberinde getirmiştir. Zamanla madencilik etlerinin çevresel ve toplumsal etkileri daha fazla dikkat çekmeye başlamıştır madencilikle ilgili çevresel sürdürülebilirlik İş Sağlığı ve Güvenliği ve yerel toplumların ihtiyaçları gibi konular gündeme gelmiştir. Madencilik sektörü çevresel ve toplumsal sorumluluğunun önemini anlamış ve bu yönde önemli adımlar atmaya başlamıştır. Günümüzde Türkiye'nin madencilik sektörü sürdürülebilir ve toplumsal sorumluluk ilkelerini benimseyerek geleceğe yönelik bir bakış açısı geliştirmiştir. Teknolojik yenilikler çevre koruma stratejileri ,  iş sağlığı ve güvenliği konularındaki gelişmeler sektörün sürdürülebilir büyümesine katkı sağlamıştır. Ayrıca yerel toplumlarla iş birliği ve iletişim madencilik projelerinin daha dengeli bir şekilde geliştirilmesini sağlamıştır.

Sürdürülebilir madencilik kavramı Türkiye'deki madencilik sektörünün geleceğini şekillendirmektedir. Bu kavram hem doğal kaynaklarımızı koruma hem de gelecekteki nesillerimize daha temiz ve sağlıklı bir çevre bırakma taahhüdünün bir yansımasıdır. Unutulmamalıdır ki küreselleşme sürecinde ülkelerin Kalkınma düzeyleri doğal kaynaklarının varlığına niteliğine ve bu kaynakların en önemli şekilde değerlendirilmesine bağlıdır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler kendi doğal kaynak ve hammadde yönetimi planlar geliştirip uygulamaktadır. Bu durum ülkemizin de başta temel ve kritik hammaddeler olmak üzere kendi doğal kaynak ve hammadde yönetim planlamasını geliştirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır” diye konuştu.

Açış konuşmalarının ardından Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Madencilik Meclisi Başkanı Halil İbrahim Kırşan “Madenciliğimizin Yüz Yılı”, Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı  (YMGV) Başkanı Prof. Dr. Güven Önal “Atatürk'ün Madencilik Politikası” konularında sunumlarını gerçekleştirdiler.

Öğlenden sonra, Genel Maden İşletmecileri Derneği (GEMAD) Başkanı Cemil Ökten tarafından “Sürdürülebilir Madencilik” sunumu gerçekleştirildi.

Sunumların ardından moderatörlüğünü Dama Mühendislik Genel Müdürü Sabri Karahan’ın üstlendiği, Orman Mühendisleri Odası Başkanı Hasan Türkyılmaz, GEMAD Yönetim Kurulu Başkanı Cemil Ökten, Maden Hukuku Uzmanı Dr. Av. Kerem Canbazoğlu ile Sürdürülebilirlik ve İletişim Danışmanı Hakan Karan’ın katıldığı “Günümüz Madenciliğinin Genel Bir Değerlendirmesi “ konulu panel düzenlendi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazeteenerji.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.